matter of course

  1. beklenen/umulan şey, zarurî sonuç/âkibet.
    as a matter of course: tabiî olarak, kendiliğinden,
    hiç düşünmeden, zarurî olarak.
    After such reprisals, war followed as a matter of course: Bu misillemelerden sonra savaş kendiliğinden patlak verdi.
  2. (bkz: matter )1 (21).
doğal, tabiî.
This is a matter of course: Bu pek tabiîdir.
doğal/tabiî olarak, kendiliğinden.
kaçınılmaz, tabiî, zarurî, beklenen, umulan. Sıfat
olayları olduğu gibi kabul eden. Sıfat